English German
French Italian

4 Kasım 2013 Pazartesi

Efsane müzisyenin gitarı satılacak Otizm'li çocuklarının yüzü gülecek !

Pink Floyd’un kurucusu efsane müzisyen Roger Waters’ın gitarı açık artırmayla satılacak. Elde edilecek gelir Türkiye Otizm Vakfı’nın projeleri için harcanacak.
GEÇTİĞİMİZ yaz İstanbul’da konser veren Pink Floyd’un kurucusu Roger Waters, Türk müzikseverlerle adeta bütünleşmişti. Türk insanına sıcak mesajlar veren ünlü müzisyen İnönü Stadı’nda son kez konser veren kişi olarak da tarihte yerini almıştı. O süreçte çeşitli temaslarda bulunan Roger Waters, manevi değeri çok yüksek gitarını da Tohum Otizm Vakfı’na bağışlamıştı.

Bu gitar, vakfın 10. kuruluş yıldönümü olan 6 Kasım’da açık artırmaya konacak. Müzayede Maya Portakal tarafından gerçekleştirilecek. Four Seasons Bosphorus Otel’de düzenlenecek olan Tohum Otizm Vakfı’nın balosuna Aşçıoğlu Grubu sponsor oldu. Çarkıfelek oyunun da tertipleneceği baloda, daha önce Papa’nın, Kraliyet Aileleri’nin ve Amerikan Başkanı’nın önünde sahne alan Patrizio Buanne konuklarla buluşacak. Gece, Salih Saka Music Maker DJ’leri ile devam edecek

8 Ekim 2013 Salı

Otizmli çocuklar için materyaller...

1-Eşleme grubu materyaller

-Gerçek nesneler

-Resimli kartlar

2-Küçük kas geliştirici materyaller

3-Büyük kas geliştirici materyaller

4-Pecs seti

5-Duyusal bütünleme setleri

6-Dil gelişimi-konuşma-oral-motor materyalleri

-Kavram öğretimi setleri

7-Zeka geliştirici setler

8-Müzik aletleri

9-Sembol pekiştireç malzemesi

10-Elektronik aletler



Bu materyalleri bulabileceğiniz yerler...




3 Ekim 2013 Perşembe

Otizm'de Maluliyet Listesine Alındı !

Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) önce bütün kesimleri sigorta kapsamına almasının ardından gerçekleştirilen maluliyet düzenlemesi, şimdiye kadar üzerinde durulmayan alanlarda çalışma yapıyor. 1 Eylül'den geçerli olacak yeni uygulamada,otizm gibi, tedavisi bulunmayan, ancak kişinin çalışmasına imkân vermeyen hastalıklar da maluliyet listesine alındı. Eski uygulamada hastanın her yıl durumunu yeniden kontrol ettirip raporunun devamını sağlama gibi bir yükümlülüğü vardı. Yeni yönetmelik ile bu mecburiyet ortadan kaldırılıyor. Otizm gibi yaygın gelişim bozuklukları ile tedavisi olmayan ve kişinin çalışmasına imkan vermeyen genetik hastalıklar maluliyet listesine alındı. Eski yönetmelikte bazı genetik hastalıklar vardı ancak hangi şartlar malul olacağı net değildi. Ayrıca son 50 yılda keşfedilmiş ve kişinin çalışmasına imkan vermeyen çok sayıda yaygın gelişimsel bozukluklar ve genetik hastalıklar ise hastalık listesinde yoktu. Yeni yönetmelikte bu tarzlar genetik hastalıklar ve gelişim bozuklukları hangi organ veya sistemi ilgilendiriyorsa o başlık altında güncel tıbbi bilgilere uygun bir şekilde oluşturuldu.

27 Eylül 2013 Cuma

Otistik çocuklar mandalina yetiştirecek

Anadolu Otizm Vakfı, otistik çocukların rehabilitasyonu için yaşam köyü kuruyor. Hayırsever Rifat Geydirici’nin İzmir’in Seferihisar ilçesinde bağışladığı 38 dekarlık mandalina bahçesi, otistik çocukların rehabilitasyon merkezine dönüştürülecek. Çocuklar burada organik tarım yaparak rehabilite olacak. Vakıf Başkanı Burhan Özfatura, “Bu bahçede bin 200 bin 300 mandalina ağacı var. Burayı 150 kişilik bir yaşam köyüne dönüştüreceğiz. Otistik çocuklar burada yaşayacak, toprakla haşır neşir olacak. Uzmanların nezaretinde çalışacaklar. Organik tarım yaparak rehabilite olacaklar. Ayrıca üretim yapmaları için sera da kuracağız." dedi. Özfatura, İzmirli işadamları ve yerel yönetimlerin projeye destek verdiğini kaydetti.


İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı ve Anadolu Otizm Vakfı Başkanı Özfatura, otistik çocukların rehabilitasyonu ve topluma kazandırılması için büyük gayret gösteriyor. Özfatura, vakfın çalışmalarını hakkında bilgi vererek, devletin engelli politikasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın gayretleriyle son dönemlerde engellilere yönelik ve sosyal yardımlar konusunda yapılan harcamalarda ciddi artış olduğuna dikkat çeken Özfatura, “Yapılan çalışmalara rağmen engellilere yönelik henüz tam bir bilimsel planlama ve projelendirme yok. Özellikle otizm konusunda hiçbir yok.” şeklinde konuştu. Engellilere hizmet verecek eğitimli eleman sayısının da ihtiyacın yüzde 1'inden bile az olduğunu, üniversitelerde ilgili bölümler açarak bu alandaki eleman açığının giderilebileceğini vurguladı. "Bakım ücretleri tatmin edici düzeyde. Buralardan mezun olanlar işsiz kalmaz." diyen Özfatura, bu konuda yaptıkları şöyle anlattı: “Otistik çocukların bakımı için gerekli elemanların yetiştirilmesi için uygulama projeleri hazırlıyoruz. Bu konuda yerel yönetimler ve üniversitelerle birçok işbirliğimiz var. Engellilerin bakımına yönelik eleman yetiştirilmesi için Ege Üniversitesi'yle bir protokol imzaladık. Dokuz Eylül Üniversitesi'yle de görüşmelerimiz devam ediyor. Kuzey Hastaneler Birliği'yle de otistik çocuklara her türlü hizmeti verecek bir protokol imzalayacağız. İşadamlarından belediye başkanlarına kadar herkes, otizmle ilgili projeleri sahipleniyor. Özellikle iş dünyasından büyük destek görüyoruz. Bu desteklerle Güzelbahçe'de bir eğitim merkezi açtık. Burada 40'a yakın eğitmenimiz, beş de süpervizörümüz var. 50 otistik çocuğumuza eğitim veriyoruz. 20 kontenjanımız daha var ama kimse başvurmuyor. Maalesef aileler, otistik çocuklarını saklıyor." Burhan Özfatura, otistik çocuklara eğitim verecek elemanların yetiştirilmesi için kendilerinin de bir vakıf üniversitesi kurmayı planladıkları aktardı.

18 Eylül 2013 Çarşamba

Keneler ‘Lyme’a, o da otizme neden oluyor!

Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin’den otizm hastalığıyla ilgili ezber bozan iddia: Otizm tedavisi gören hastaların en az yüzde 30’u aslında Lyme hastası. Lyme hastalığına Türkiye’nin her yerinde görülen kenelerin yapışmasıyla bulaşan bir bakteri neden oluyor

Dokuz Eylül Üniversitesi Biyoloji Bölüm Başkanı Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, otizm tedavisi gören hastaların en az yüzde 30’u aslında Lyme hastası olduğunu söyledi. Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde görülen orman veya koyun kenesi olarak bilinen “Ixodes ricinus” adlı kenenin yapışmasıyla bulaşan bir bakterinin neden olduğu Lyme hastalığının tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Çetin, İzmir’deki 7 otizm hastasından 2’sinin yapılan araştırmalar sonucu Lyme hastası olduğunu tespit ettiklerini açıkladı.
Prof. Dr. Barbaros Çetin. Son 10 yıldır kene ve kene hastalıkları konusunda araştırmalar yapıyor. Çetin, ABD ve Avrupa’da hızla yayılım gösteren Lyme hastalığının Türkiye’deki durumunu inceledi.
Hastalığa neden olan bakteri ‘Borrelia sp’nin Türkiye’deki varlığını MS tedavisi gören doktora öğrencisi Kerem Canlı’da bakterinin ortaya çıkmasıyla fark etti. Bugün 32 yaşında olan Canlı’ya 5 yaşındayken kene yapıştığını öğrenen Çetin, Canlı’yı enfeksiyon bölümünde yönlendirdi, antibiyotik ve destek tedavilerle öğrencisi sağlığına kavuştu.

1 milyon kişi
Resmi olmayan rakamlara göre Türkiye’de her yıl yaklaşık 1 milyon kişinin kene yapışması şikayetiyle hastanelere başvurmasını dikkate alan Çetin, keneyle bulaşan diğer hastalıkları da incelemeye aldı.
‘Borrelia sp’ bakterisinin neden olduğu Lyme hastalığının otizmle de bağlantılı olduğunu uluslararası yayınlarda fark eden Çetin, “Özellikle ABD’de yayınlanan otizm-Lyme bağlantılı bilimsel makalelere göre, otizm tedavisi gören çocukların yaklaşık yüzde 30’u Lyme hastası. Türkiye’de de yaklaşık 500 bin otistik çocuğumuz var. Bunların yüzde 30’unun aslında Lyme hastası olduğunu düşünürsek yaklaşık 150 bin çocuğumuz yanlış teşhis ve tedavi görüyor olabilir. Yurtdışında değişik bölgelerde yapılan araştırmalar, bu bölgelerde yaşayan otizm tanısı almış çocukların yüzde 20 ila yüzde 50’sinin aslında Lyme hastası olduğunu ortaya koyuyor. Lyme hastalığı antibiyotik ve destek tedavilerle olumlu sonuç alınabilen bir hastalık. Otistik diye bilinen çocuklarımızın Lyme hastası olduğu tespit edilebilirse onlar için yeni hayat başlar” diye konuştu.

7 hastadan 2’si
İzmir’deki Otistik Çocukları Koruma ve Yönlendirme Derneği (ODER) Başkanı Ergin Güngör’ün talebiyle derneğin temasta olduğu 7 otistik çocuğa Lyme testi yapıldığını anlatan Çetin, şöyle devam etti:
“Özel bir laboratuvarda kan testi yoluyla yapılan analizde 7 çocuktan 2’sinde ‘Borrelia’ bakterisinin varlığı tespit edildi. Bunların dışında dernek üyesi bir anne, kendisi ve çocuğuna Lyme teşhisi konulduğunun belgeleri bana gösterdi. Şimdi bu hastalar Lyme tedavisi görmek istiyor. Ancak ülkemizde Lyme tedavisi yapacak uzmanlaşmış kurum ve kişiler yok. Maalesef parası olanlar tedavi için ABD ve Almanya’ya gidiyor.
Çünkü bu tedavi antibiyotik uygulamasıyla birlikte destek uygulamalar (detoks, kür, vitamin vs) gerektiriyor. Her otistik çocuğun aslında Lyme hastası olduğu sonucu çıkmaz ama aileler mutlaka bu testleri yaptırsınlar. En azından çocuklarına tedavi konusunda yeni bir şans tanımış olurlar. Aslında Lyme hastası olduğu kesin olarak tespit edilen otistik çocukların iyileşme olasılıkları yüzde 1’le yüzde 90 oranında kişiye göre değişmektedir.”
ODER Başkanı Ergin Güngör de otizm tedavisi gören derneğe üye bazı çocuklarda Lyme hastalığının tespit edildiğini belirterek, “Henüz çok bilinmezli bir olgu olan otizmin Lyme bakterisi ile ilişkisi konusunda  araştırmalar yapılmalı. Üniversiteler ve Sağlık Bakanlığı bu konuyu acilen gündemine almalı. Beklentimiz  ülkemizde Lyme hastalığının uygun ortamlarda ve uzman kişilerce tedavisinin yapılabiliyor olması. Otizmli yakını olan ailelere de henüz yetişmiş uzmanın olmadığı ülkemizde, yanlış tedavi uygulamaları ve kontrolsüz antibiyotik kullanımına yönelmemelerini tavsiye ediyorum” diye konuştu.

Büyük tehlike
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) son yıllarda yayınlamış olduğu raporlara göre Küresel İklim Değişimi’nin kene, sivrisinek, pire, bit gibi kan emen canlıların yayılımını etkilemesi nedeniyle bu canlılardan insanlara geçen hastalıklar için yayınlanan haritalar yeniden hazırlanmak zorunda kalındı. Özellikle bunların içerisinde yer alan Lyme, dünyada en hızlı artış gösteren hastalık konumuna gelmiştir. Lyme dünyada kenelerin yaymış olduğu hastalıklar arasında birinci konumdadır.
WHO’nun verilerine göre 117 ülkede Lyme bulunmakta, içerisinde Türkiye’nin de bulunduğu 63 ülkede ise bu hastalık endemiktir, yani yaygın şekilde bulunmaktadır. Bilimsel verilere göre şu anda 26 ilimizden Lyme vakası bildirilmiştir.

Yılda 25 bin hasta
Biyolog gözünden bu verileri incelediğimde Lyme’ın hemen hemen bütün Türkiye coğrafyasında yayılış gösteriyor olduğunu düşünmekteyim. Merkezi ABD’de olan Dünya Yanlış Teşhisi Önleme Kuruluşu’nun 2010 raporuna göre, Türkiye’de bulunan kene çeşitliliği, coğrafik konumu, yüzölçümü, nüfusu ve ekolojik özellikleri dikkate alındığında istatistiksel olarak her yıl 25 bin 328 kişinin Lyme hastalığına yakalanması beklenmektedir. Dünyada da Lyme hastalığı gün geçtikçe daha büyük bir sorun haline gelmektedir.
Amerika’da her yıl 200 bin Avrupa’da ise 100 bin kişiye Lyme hastalığına sebep olan “Borrelia sp.” bakterisi geçmekte.
1992 yılında ABD’de sadece 15 bin civarı çocukta otizm görülürken, günümüzde bu rakam 750 bin seviyesine ulaşmıştır. Otizmin son 20 yılda bu seviyede artması dünyada en hızlı artan hastalık olan Lyme hastalığıyla ilişkisinin ciddi olarak sorgulanmasına neden olmuştur.
Türkiye’de ise günümüzde otistik sayısı 500 bine ulaştı. Otizm hakkındaki son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar ve yayınlarda otizm hastalarının ciddi bir oranının anneden aldıkları Lyme bakterisini taşıdıkları ve bazılarının antibiyotiklere olumlu cevap verdiği görülmüştür. Pediatrik Lyme uzmanı olan Charles Ray Jones 10 binin üzerinde Lyme hastası çocuğu tedavi ettiğini ve bu çocukların büyük bir kısmının otizm grubu hastalıklardan muzdarip olduğunu belirtmiştir.

Bakteri otizme yol açıyor
Yurt dışında değişik bölgelerde yapılan araştırmalar, bu bölgelerde yaşayan otizm tanısı almış çocukların yüzde 20 ile yüzde 50’sinin aslında Lyme hastası olduğunu ortaya koymuştur. Ülkemizin de Lyme hastalığına endemik bir ülke olduğu ve Lyme hastalığının hep göz ardı edildiği gerçeği düşünüldüğünde, otistizm teşhisi konmuş çocukların azımsanmayacak bir oranda Lyme hastası olma olasılığı ortadadır.
Dünyada Lyme hastalığının yoğun olduğu coğrafi bölgelerin aynı zamanda otizmin de en yoğun olduğu bölgeler olması son araştırmalar ışığında hiç de şaşırtıcı değildir. Şaşırtıcı olan otizmin oldukça yaygın olduğu ülkemizde bu ihtimalin hep göz ardı edilmesi ve Lyme hastalığı konusunda yıllardır yaptığım uyarılara rağmen kimsenin harekete geçmemiş olmasıdır.
Otizmin sebebi uzun zamandır araştırılıyor, ancak birçok şüpheli olmasına rağmen kesin sebep bulunamamış durumda. İşin ilginç yanı Lyme hastalığının doğal seyrinde tüm bu şüpheliler aleyhine kanıt bırakıyor olmasıdır. Örneğin ağır metal kirliliği ve toksin maddelerin vücutta birikmesi ile otizm arasındaki ilişki uzun zamandır sorgulanıyor.

Hamilelere uyarı
Çocuk sahibi olmayı düşünenler mutlaka Lyme testi yaptırmalı. Pediatrik Lyme uzmanı olan Charles Ray Jones, Lyme hastalığı taşıyan 66 anne adayını tedavi etmiş ve sonuçta çocuklar sağlıklı şekilde dünyaya gelmişler. Tedavi edilmeyen anne adayları ile ilgili çalışmalarda ise hamilelik sürecinin sıkıntılı olduğu, zor gebelik ve düşük ihtimalinin oldukça yüksek olduğu ve doğan çocukların yüksek oranda otistik ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu rahatsızlıklarına sahip olduğu görülmüştür.

13 Eylül 2013 Cuma

Dikkat Eksikliği Otizmin Habercisi Mi?

Yale Üniversitesi Çocuk Merkezi, Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde, otizm ve otizm tedavisindeki yeni gelişmelere dikkat çekti. Merkezde yapılan bir araştırma, 6 aylık bebeklerde görülen dikkat eksikliğinin daha sonraki dönemlerde otizme dönüşebileceğini gösterdi. Araştırmacılar, çalışma sırasında uygulanan “Temel Tepki Öğretimi” yönteminin beyin hareketlerinde ciddi değişiklikler yarattığını belirtti.

Bir başka araştırmada ise cinsiyet hücrelerindeki spontane mutasyonların otizme yol açabildiğinin belirlendiğini belirten Yale Üniversitesi Çocuk Merkezi Direktörü Fred Volkmar, gelişmelere rağmen araştırmalara maddi kaynak yaratılması ve otistik çocuklara doğru tedavi yönteminin bulunması gibi konularda sorunlar yaşandığına vurgu yaptı.

6 Eylül 2013 Cuma

Otizmin biyolojik mekanizması belirlendi...

Otistik çocuklarda, beynin sese karşılık veren bölümleriyle, ödüllendirmeye ilişkin beyin devreleri arasındaki bağlantının zayıf olduğu belirlendi.

Otistik çocuklar üzerinde yapılan araştırma, otizmde, beynin sese karşılık verme işlevini yerine getiren bölümleriyle, ödüllendirmeye ilişkin beyin devreleri arasındaki bağlantının zayıf olduğunu gösterdi.

Otizm ve otizm spektrum bozukluğu terimi, beyin gelişimindeki bir grup karmaşık bozukluğu tanımlamak amacıyla kullanılıyor. Otizm rahatsızlığı bulunan kişilerde bozukluk, "sosyal etkileşimler ve anlayışta noksanlıklar", "tekrarlanan davranışlar, aşırı kısıtlanmış ilgiler" ve "lisan ve iletişim gelişiminde bozukluklar" olmak üzere üç alanda kendini gösteriyor.

ABD'deki Stanford Üniversitesi Tıp Okulu'ndan bilim adamlarının, 20 otistik çocuk ile 19 normal gelişim gösteren çocuğun, işlevsel manyetik rezonans görüntüleme taramalarının kıyaslanması yoluyla yaptığı bilimsel çalışma, Proceedings of the National Academy of Sciences adlı bilimsel dergide yayımlandı.

Araştırmayı kaleme alan yazı heyetinin başı Profesör Daniel Abrams, insan sesinin, anlamları iletmesinin yanı sıra çocuklara önemli duygusal bilgileri sağlaması açısından da önem taşıdığını vurguladı. İnsan seslerine duyarsızlığın otizmin ilk belirleyici işareti olduğunu belirten Abrams, "Bu duyarsızlığın beynin ödüllendirme ile ilgili devre sisteminden kaynaklanabileceğini ilk biz gösterdik" dedi.

Yapılan araştırma, normal zeka katsayısına sahip, okuma yazma bilen, buna karşılık, konuşmalarda duraklama ve sürdürme zamanlarını belirleyemeyen ve seslerdeki duygusal işaretleri algılayamayan, yüksek işlevli otizm hastası çocuklar üzerinde yapıldı.

-Farlılık nerede-

Bilimsel çalışma, bu çocukların beynin sol tarafındaki ses seçici korteks adlı bölgeyle, "nükleus akumbens" ve "ön tavan bölgesi" adlı yapılar arasındaki bağlantıların zayıf olduğunu gösterdi.

Nükleus akumbens ve ön tavan bölgesi beyindeki ödüllendirmeye, dopamin adı verilen bir kimyasal madde salgılayarak cevap veren yapıları oluşturuyor.

Bilimsel çalışma ayrıca, beynin sağ tarafındaki, seslerdeki tonlama veya yükselme gibi farklılıklara dayalı işaretleri saptamakta uzmanlaşmış olan ses seçici korteks adı verilen bölgenin, duygusal işaretleri yönlendiren, amigdal adlı yapı ile bağlantısının zayıf olduğunu gösterdi. Araştırma söz konusu bağlantıların daha zayıf olduğu çocuklarda daha büyük iletişim noksanlığı bulunduğunu ortaya koydu.

Araştırmanın sonuçlarını kullanan bilim adamları, beynin söz konusu bölümlerindeki bağlantı bozukluklarının derecesine bakarak, standart otizm tanı testinin sözlü bölümüne katılan otistik çocukların elde ettikleri skorları doğru tahmin etmeyi başardı.