English German
French Italian

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Tv ve bilgisayar çocuklarda otizme yol açıyor..

TV ve Bilgisayar başında uzun süre geçirmek, çocuklarda okul öncesi dönemde OTİZM'E, okul çağında ise hiperaktiviteye sebep oluyor.



Bursa Özel Nilüfer İlkbahar Koleji Rehberlik Uzmanı Emine Güler , ailelere, çocukları ile daha çok vakit geçirmeleri tavsiyesinde bulunurken, “Tv ve bilgisayar başında uzun süre vakit geçirmenin çocuklarda okul öncesi dönemde otizme, okul çağı çocuklarında ise hiperaktivite ve dikkat dağınıklığına sebep olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.” dedi.

Çocukların, okula başladıktan sonra, özel etkinliklere gereksinim duyduğunu belirten Rehberlik Uzmanı Emine Güler, “Birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar olan dönemde yapılan sosyal aktiviteler (müze gezileri, tiyatrolar, sergiler, okul gezileri) çocukların öğrenme isteklerini besleyip, geliştirmede yararlı olmaktadır.” şeklinde konuştu.Anne ve babanın, çocuklarına yapabileceği en büyük yardımın, çocuğun özellikleri ve yeteneklerine uygun eğitim imkanı sunmak olduğunu belirten Emine Güler, “Bununla birlikte her çocuğun ‘kendine özgü bir çocuk’ olduğunu unutmayın.

Çocukluk döneminde diğer bütün çocuklar gibi sizin çocuğunuzun da en büyük ihtiyacı sevgi, anlayış ve ilgidir.” diye ifade etti.Okul öncesi dönemde, çocuklara zihinsel yeteneğini geliştirecek oyuncak ve materyal almanın zihinsel gelişim açısından etkili olduğunu bildiren Rehberlik Uzmanı Güler, şöyle devam etti: “Çünkü okul öncesi eğitimde farklı yetenek ve fiziksel güçleri, oyunlar ve dramalarla olumlu bir şekilde karşılanmaktadır. Hikâye anlatma, resim çizdirme vb. etkinliklerle de çocukların üreticilikleri gelişmektedir.”Çocukların, okula başladıktan sonra özel etkinliklere gereksinim duyduğunu söyleyen Özel Nilüfer İlkbahar Koleji Rehberlik Uzmanı Emine Güler, “Birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar olan dönemde yapılan sosyal aktiviteler (müze gezileri, tiyatrolar, sergiler, okul gezileri) çocukların öğrenme isteklerini besleyip geliştirmede yararlı olmaktadır.” şeklinde konuştu.

Çocukları, okul ve dersten arda kalan zamanlarda televizyon ve bilgisayar bağımlısı olmaktan kurtarmak için değişik ilgi alanlarına yönlendirmek gerektiğini belirten Özel Nilüfer İlkbahar Koleji Rehberlik Uzmanı Güler, şöyle devam etti: “Tv ve bilgisayar oyunları ve bunların başında uzun süre vakit geçirmenin çocuklarda okul öncesi dönemde otizme, okul çağı çocuklarında ise hiperaktivite ve dikkat dağınıklığına sebep olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.

Bu doğrultuda çocuklarımızı, astronomi, robot teknolojisi, satranç ve çeşitli sportif aktivitelere yönlendirebiliriz.”Ailelerin, çocukları ile evde farklı oyunlar oynamaları tavsiyesinde bulunan Rehberlik Uzmanı Emine Güler, şöyle devam etti: “Evde çocuklarınızla (puzzle oynama, benzerlik ve farklılıkları bulma oyunları, hadi anlat bakalım, atasözü bulma, Türkiye veya dünya haritasından yer bulma, gizlenen sözcükleri bulma ve mantık bilmeceleri gibi) oyunlar oynayarak hem iyi vakit geçirebilir, hem de çocukların zihinsel gelişimine katkıda bulunabilirsiniz.” şeklinde sözlerini tamamladı.

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Ben Otizmli Olsaydım, Haklarıma Dair Söylemek İsteyeceklerim...



Peki Siz Kendinizi Hiç Bizim Yerimize Koymayı Denediniz Mi ?

EĞİTİM HAKLARIM

-Ben otizmli olsaydım; Ailelerin çocuk sahibi olacakları belirlendiğinde eğitime tabi tutulmalarını isterdim. Beslenme, sağlık,egzersiz,çocuk gelişimi alanları olarak her alanda eğitim almalarını isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; 0-36 arasında bireylere 3 ayda bir gelişim tarama testlerinin  uygulanmasını,  0-36 ayları arasında bireyler izlenerek ailelerin kayıtlar (günlükler) tutmalarını isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında problem davranış gösteren çocuklara yönelik izleme(takip) programlarının ve değerlendirmelere göre erken müdahale programlarının uygulanmasını isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanısı konmuş her bireyin kaynaştırma eğitimi almasını isterdim. Her tür ve kademedeki eğitim kurumlarında kaynaştırma bir haktır bunu hiçbir kurum müdürü,öğretmeni,velisi engellemesin isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanısı alan her bireyin Kaynaştırma Destek Hizmetlerinin (sınıf içi destek sınıf dışı destek,birebir dersler) zorunlu hale gelmesini ve takip edilmesini isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında  ve ilk ve orta öğretim okullarında tanısı konmuş bireylerin yanına gölge öğretmenler atansın isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanısı konmuş bireylerin haftada 40 saat bireyselleştirilmiş özel eğitim hakkına sahip olmalarını isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanılı bireylerin ilgi ve yeteneklerine yönelik testlerin yapılmasını ve yönlendirilmelerini isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanılı bireylerin ilk ve ortaokul dönemleri sona erdiklerinde yapılan yetenek,ilgi alanı testleri ile ilgi alanları, yetenekleri var ise meslek,teknik liselerine yönlendirilmelerini isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Rehberlik Araştırma Merkezleri ve Rehabilitasyon Merkezlerinin yenilenme yapılanma sürecine girerek sürekli denetlenmelerini isterdim.

ÇEVRE HAKLARIM

-Ben otizmli olsaydım; Otizmli olan bizlere “otistik” değil otizmli birey veya “otizmi olan birey” demelerini isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Otizm kavramının üniversitelerde ayrı bir bölüm olarak açılmasını isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Eğitimin her tür ve kademedeki kurumlarında tüm öğrencilere Otizm Başlığı adı altında seminerler verilsin isterdim.

-Ben otizmli olsaydım;  otizm spektrum tanılı bireylerin annelerine bir kulüp oluşturularak haftada bir veya ayda bir toplantılar,çalışmalar yapmalarını isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; korumalı iş yerleri konusunda toplumun bilgilendirilmesi sağlanarak teşvik edilmelerini isterdim.

YASAL HAKLARIM

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanılı bireylerin istedikleri zaman erken emeklilik almalarını isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanılı bireylerin ve annelerinin olduğu bir komisyon oluşturularak annelerin fikirleri alınıp otizme dair yasal hakların oluşturulmasını isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanılı bireyler için toplum tarafından etiketleme,hor görme,yanlış düşünceler beyan etme durumlarında yasal işlemler başlatılmasını isterdim.

MİMARİ HAKLARIM

-Ben otizmli olsaydım;  Otizm tanılı bireylerin aileleri için gidilebilecek restoran,otel,alışveriş merkezleri listesinin olduğu otizm rehberleri isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanılı bireylerin ve ailelerinin tercih edebilmesi için tüm evler,binalarda ses izolasyonu sistemi yapılmasını isterdim.

SAĞLIK HAKLARIM

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanılı bireylerin evlerine hastane hizmetlerinin gitmesini sağlanmasını isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanılı bireyleri ayrı olarak sürekli takip eden sağlık görevlilerinin olmasını isterdim.

-Ben otizmli olsaydım; Otizm tanılı bireylerin kullandıkları ilaçların uyguladıkları diyetlerin takip edilerek kayıt altına alınmasını isterdim.

5 Temmuz 2013 Cuma

3 Yaşında Ressam Oldu...

Sadece üç yaşında... 
Üstelik otizm'li
Ortaya koydukları, alanının en iyilerine taş çıkartacak güzellikte.

Halmshaw için resim yapmak bir tutku. Ortaya çıkan soyut resimler empresyonizmin izlerini taşıyor.

Iris'in resimleri ünlü ressam Monet'nin 'Nilüfer'lerine benzetiliyor.

Iris'in resimleri son zamanlarda sanat dünyasını sarsıyor. Bir koleksiyoncu Iris'in iki çalışmasını toplam 3 bin pound'a satın aldı. Kopyaların fiyatları ise 295 pound'a kadar yükseliyor.

Önümüzdeki zamanlarda Iris Londra'da bir sergi açacak ve eserleri satışa sunulacak.

Iris boyama yaparken fırça, sünger, baskı, plastik kaşık gibi mazemeler kullanıyor.

Otizmin kendi üzerindeki bir etkisi olarak Iris sol elinde her zaman bir obje taşıyor ve resim çizerken kıyafetlerini çıkartıyor çünkü bu onu rahatsız ediyor.

Iris, hastalığı nedeniyle konuşamıyor, insanlarla göz teması kurmıyor, diğer çocuklarla beraber olmak onu strese sokuyor, gürültülü oyuncaklar korkutuyor, etrafında olup bitenler onu panik ediyor.

Ancak icra ettiği sanat Iris'e bir terapi kadar iyi geldi ve onu eskisine göre daha sakin bir hale getirdi.

Ebeveynlerinin belirttiğine göre Iris kendi yaptığı resimlerin güzelliğinin ve bu güzelliğin başkaları tarafından ödüllendirildiğinin farkında.Iris'in 32 yaşındaki annesi Arabella, kızının hastalığını öğrendikten sonra onu sakinleştirmek için çeşitli yollar aradı.


Annesi Arabella:

Iris'in resimle tanışması tesadüfen oldu. Bir gün bir kağıda çöp adamlar çizdim ve Iris bunları çok komik buldu. Annem ona bir tuval ve ayaklık aldı. Iris bir fırça darbesiyle tuvali boyadı ve boyanın aşağıya doğru aktı,ğını görünce ağlamaya başladı. Bunun üzerine ona bir kağıt parçası verip masanın üzerinde boyamasını sağladık ve kağıdı tamamen doldurdu. İçgüdüsel olarak ne yaptığını biliyor gibi görünüyordu.

Annesi Iris'in boyama tekniğini anlattı. Üç yaşındaki kız, kağıdı biraz boyadıktan sonra geri çekilip neler yaptığına bakıyor, bir sonraki fırça darbesini düşünüp planlıyor ve boyamaya devam ediyor.

Annesi Arabella:

Iris'in yaptığı şeylerle gurur duyuyordum ve resimlerinin Facebook'ta paylaştım. Bir kişi bana ulaştı ve Iris'in resimlerinden birini satın almak istediğini söyledi. Onları satmayı hiç düşünmemiştik bile ancak bir tanesini çerçeveletmiştik, mal olduğu fiyata sattık.

Bu küçük başlangıçtan sonra, resimlerin varlığı ağızdan ağıza dolaştı ve talepler arttı. Iris son dört ayda 35 resim bitirdi, bazıları bir kaç saatte biterken bazılarının tamamlanması bir buçuk hafta sürdü.

Arabella kızının resimelerini bir internet sitesinden yayınladığı günden beri, 130 ülkede yüz binden fazla insan siteyi ziyaret etti ve resimleri gördü.

Aile resimlerin orijinallerini değil kopya baskılarını satıyor, orijinalleri ise Kasım ayında Iris için özel olarak açılacak sergide satışa sunulacak. Satışlar, Iris'in haftada üç kez görmesi gereken tedavinin masraflarını karşılayacak.

İşte yaptığı resimlerden birkaç tanesi...